• 20 Ağustos 2018, Pazartesi 9:00

YÜKSEK YAPILARIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE OLUMSUZ ETKİLERİ

Bugüne kadar kentlerimizdeki yüksek yapılar (gökdelenler) hakkında birçok yazı yazdık. Yurt dışındaki kentlerden örnekler verdik. Yakın bir  (geçmişte de bu yapıların bulunduğu kentlerde iklim değişikliğine olumsuz etkilerini ve ilgili ülke ve kent yönetimlerinin aldığı tedbirleri dile getirdik.

Bugün de yüksek yapıların sebep olduğu iklim değişikliği (meteorolojik) olumsuzlukları üzerinde duracağız

Genel olarak söylemek gerekirse yüksek yapılar, inşa edildikleri kentlerde meteorolojik hava ve atmosfer olayları dikkate alınmadan planlanıp inşa ediliyorlar.

Bu sebeple başta rüzgâr akışını kestikleri veya yönünü değiştirdikleri için kentlerimizde hava sirkülasyonunu önleyerek diğer faktörlere ilaveten (asfalt, beton yeşil ve orman alanları vs) birkaç derece ilave bir sıcaklığa sebep olmaktadırlar.

Rüzgâr engellenince yazın ciddi sorun olan 'ısı adası etkileri' diye adlandırılan etki oluşuyor. Yaz aylarında insanlar sıcak ve nemden bunalıyor. Kış aylarında ise hava kirliliği oluşuyor.

Ayrıca yaz ortasında aniden kuvvetli yağışlarla sel baskınları, taşkınlar heyelanlar meydana geliyor. Bunlar da can ve mal kayıplarına sebep oluyor.

Bütün bunlara ilaveten kent merkezlerinde, en ücra noktalara kadar asfalt ve beton kaplama aşkımız hiç eksilmeden devam ediyor. Ayrıca bu, asfalt ve beton tabakası kent içindeki bitki örtüsünün köklerinin sulanmasını önlüyor. Bu da sel ve su baskınlarını artırıyor.

Batı ülkelerindeki kentlerin birçoğunda uzun yıllardan beri kent merkezleri  (Fusgangerzone) parke taşı ile kaplanıyor. Hem betona göre daha az ısı veriyor, hem suyun bir bölümü toprak altına sızarak bitkilerin köklerini suluyor. Ayrıca yer altındaki teknik altyapı kolayca tamir edilebiliyor.

Gökdelen dediğimiz yüksek katlı binalar donanımları nedeniyle radyasyon depolama aleti gibi çalışıyorlar. Sentetik maddelerden yapılan izolasyonlar da binaların nefes almasını engelliyor.

Özellikle betonlaşma ile birlikte ormanlar tahrip edilip yok edilerek eko sistem bozuluyor. Toprağın su geçirimliliği ve su tutma özelliği ortadan kalkıyor.

Batılı zenginler önceleri bu gökdelenlerde yaşarken sonra bu yüksek yapıları terk ederek geri kalmış ülkelere pazarladılar. Bu şekilde tarihi kentlerimiz de büyük tahribata uğradı.

Gökdelenler, asfalt yollar ve yeşilin olmaması 'ısı adası etkisi'yle bu bölgelerde ısıyı 3-5 derece artırdığı belirlendi.

Son yıllarda baharı yaşamadan yaza, sonbaharı yaşamadan kışa girmeye başladık.

Gökdelenler yapılmadan jeolojik etüt yapılıyorsa, meteorolojik etüt de yaparak hâkim rüzgâr yönü tespit edilmeli ve binalar buna göre yerleştirilmelidir.

Bu çalışmaya en güzel örnek New-York'tur. Burada önceden rüzgârın yönü tespit edilerek caddeler bu doğrultuda açılmış daha sonra da bu caddeler etrafına gökdelenlerin yapılmasına izin verilmiştir. Hâkim yönden esen rüzgâr kentin içinde sürekli sirkülasyon halindedir.

Güneş ışığını yansıtan malzemelerle yapılan gökdelenler ciddi oranda radyasyon da yayar. Hâkim rüzgâr yönünü engellemeyecek, şehrin iklimlenmesine olumsuz etki yapmayacak bir politika izlenmiyor. Giydirme cephelerin yansıtıcı malzemelerden yapılması gökdelenlerin yoğun olduğu yerlerde ısı yoğunluğunu artırır. Daha doğal malzemelerin tercih edilmesi gerekir. Tamamen cam giydirme cepheler sağlıklı bir tercih değil.

Bu konuda Londra'dan da birkaç örnek vermek istiyoruz.

Londra'da kent merkezinde başta 2500 dönümlük Hyde Park olmak üzere birçok park olmasına rağmen, kentin eski tarihi dokusunun bozulmasına izin verilmez.

Tarihi yapıların yakın çevresine gökdelen yapılarak silüetinin bozulmasına müsaade edilmez.

Avrupa'nın diğer birçok kentinde de eski şehir merkezlerine gökdelen yaptırılmaz. Gökdelenler tarihi merkezin dışında ayrı bir bölgede yapılır.

Bizde ise başta İstanbul olmak üzere Bursa ve daha birçok kentimizde tarihi yapıların çevresi de dâhil gökdelenler yapılmaya devam ediliyor.

Bundan sonraki yazımızda Batı ülkelerinin iklim değişikliğine karşı kent ve ülke ölçeğinde aldıkları tedbirleri izah etmeye çalışacağız.

Bütün okuyucularımızın Kurban Bayramı'nı en içten dileklerimle kutlarım.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık