Kılıçdaroğlu: “Faizi Düşürürsen Bu Kürsüden Seni Öveceğim, Düşürmezsen O Koltukta Oturmayacaksın”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, faiz konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı eleştirerek, “Faizi düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim, düşürmezsen o koltukta oturmayacaksın” dedi.

Kılıçdaroğlu: “Faizi Düşürürsen Bu Kürsüden Seni Öveceğim, Düşürmezsen O Koltukta Oturmayacaksın”
  • 24 Temmuz 2018, Salı 16:31
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, faiz konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı eleştirerek, “Faizi düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim, düşürmezsen o koltukta oturmayacaksın” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMMdeki grup toplantısında konuştu. Lozan Barış Antlaşmasıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir kişiye teslim edilecek bir devlet olmadığını vurgulayarak, ruhunda Kuva-yi Milliye olduğunu söyledi. Kılıdaroğlu, “Lozan Antlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyetinin tapusu teslim edilir. O tapunun bize kadar gelmesini sağlayan iki önemli aktörü vardır, biri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öbürü de İsmet İnönüdür. Her alanda bağımsızlığı savundu. Cumhuriyeti getirdiler, eşit şartlar, eşit yurttaşlık getirdiler. Yeni bir Cumhuriyet, yeni bir anlayış, yeni bir demokrasiyle yola çıktılar. Bugün geldiğimiz nokta o yıllarda kanla, gözyaşıyla kazanılan zaferlerin sonucudur. Bugün geldiğimiz noktada binlerce şehidimizin kanı vardır. Bu topraklar sıradan kurulmadı. Bu devlet sıradan bir devlet değildir. Binlerce yıllık devlet geleneği vardır. Hiç kimseye boyun eğmemiştir, saray boyun eğdi, saray sonra kaçmak zorunda kaldı. Düşman gemisine binip kaçmak zorunda kaldı. Ama bu ülkede yaşayanlar onurlarıyla yaşadılar. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırları anlaşmalarla kurulmamıştır, kanla, gözyaşıyla kurulmuştur, bedel ödenmiştir. Üzülerek ifade edeyim ki, ödediğimiz bedeller yeterince genç kuşaklara aktarılmamıştır. Mustafa Kemal Atatürkü genç kuşakların bir bölümü Kenan Evrenin gözüyle görmüştür ve öyle tanımıştır” ifadelerini kullandı.

“Şu anda medyanın tamamı birkaç gazete dışında tümüyle hükümetin kontrolü altında”
24 Temmuz Basın Bayramına değinen Kılıçdaroğlu, gazetelerin büyük baskı altında olduğunu, gazetecilerin hapiste olduğunu savunarak, “Gazeteler kendilerine otosansür uyguluyorlar. Düşüncelerini değil artık magazin haberlerini kendi köşelerine koyan yeni bir yapı, yeni bir anlayış. Ya saraya yağcılık yapacaksın ya da sana hayat hakkı tanımayacağım denen bir sürecin içine Türkiye sokuldu. İktidar kendi medyasını oluşturdu. Gazeteler zorla sattırıldı. Şu anda medyanın tamamı birkaç gazete dışında tümüyle hükümetin kontrolü altında” şeklinde konuştu.
Gazeteci Ece Sevim Öztürkün 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki sır neydi, bunu araştırdığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sen misin 15 Temmuzu araştıran, doğru hapse. 15 Temmuz darbe girişiminin ayrıntılarının ortaya çıkmasından neden korkuyor bir iktidar. 140tan fazla gazeteci hala hapiste. Biz demokrasiyi savunacağız, medya özgürlüğünü savunacağız. Kendi televizyon kanalları var havuz medyasının. Açık çağrı yaptım kendilerine, ‘bizi de çıkarın diye. Üstelik biz şu gazeteciyi çağır şunu çağır demiyoruz, hangi gazeteci en muhalifse onu çağır, katılmayan şerefsizdir” dedi.

“Olay bir Türkiye olayıdır, demokrasi olayıdır
Enis Berberoğlunun uzun yıllar medyada çalıştığını ve şu anda hapiste olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Onu ben bir demokrasi kahramanı olarak görüyorum. Hiçbir suçu olmamasına karşın iktidarın, egemen güçlerin isteği üzerine hapishanede tutuklu, yani esir. Enis Berberoğlunu mahkum eden olay, yargı bir Enis Berberoğlu olayı değildir, olay Enis Berberoğlu ailesinin olayı da değildir, olay bir CHP milletvekilinin tutuklu olayı değil, oradan da çıkmıştır. Olay bir Türkiye olayıdır, demokrasi olayıdır. O noktaya gelmiştir. Gönlümüzde yatan şu mahkemeler bağımsız olsun. Ama yok. Talimatla karar veren mahkemeler var. Onlara bir unvan verilecekse onlara yakışan unvan yargıya ihanet edenlerdir. Türkiyenin en temel sorunu şu anda yargıdır. Yargı tutsak aslında.”
CHPli Eren Erdem hakkında da 7 Mayıs tarihinde bir iddianame hazırlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Balyoz, Ergenekon davasında Silivride yaptığım açıklama dolayısıyla Ankaraya gelmeden fezlekem gelmişti. 50 kere söyledim, senin feriştahın da gelse ben geri adım atmam. FETÖye üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım ediyormuş FETÖye. Balyoz ve Ergenekon olayında FETÖnün yaptıklarını şimdi saray ve adamları yapıyor. Aralarında hiçbir fark yok. Demiştim ya bir ipte iki cambaz oynamaz diye. İki cambaz vardı, biri düştü. Diğer cambazımız duruyor” dedi.

“Faizi düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim, düşürmezsen o koltukta oturmayacaksın”
Faizlerle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğanı eleştiren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Faizi düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim, düşürmezsen o koltukta oturmayacaksın. 11 Temmuzda yurt dışına çıktı. Namusu ve şerefi üzerine yemin ettikten sonra yurt dışına çıktı. Gazetecilere şu yorumu yapıyor; Dolar yükseliyor, faiz yükseliyor, birileri bu işi tırmandırmaya çalışsa da bunun düştüğünü göreceksiniz. Yeminden sonra devir teslim başladı. Hazine ve Maliye Bakanımız elbette ne gerekiyorsa yapacaktır. Burada birçok enstüramınız var. Önümüzdeki süreçte faizin de düştüğünü göreceksiniz diyor. Son 16 yılda devletin içerideki rantiyelere ödediği faiz 693 milyar lira. Bir de dışarıya ödedikleri faiz var, 155 milyar dolar. Faiz düşecek diyorlar. Rakamlara bakalım, tarihlere bakalım.”

OHAL ile darbe yeni bir sürece evrildi
“15 Temmuzda bir darbe girişimi oldu hep beraber buna karşı çıktık” diyen Kılıçdaroğlu, “Parlamentoda bütün milletvekilleri karşı çıktı. Parlamentoda o gece uçaktan bomba atılırken kurşun sesleri altında milletvekillerimiz onurlarıyla görevlerini yaptılar. Sonra 20 Temmuzda hükümet dedi ki ‘OHAL ilan edeceğim. OHAL ile darbe yeni bir sürece evrildi. Darbe girişimi farklı bir sürece evrildi ve 20 Temmuzda sivil darbe yapıldı. Parlamentoya OHAL ile ilgili kararname hangi gerekçeyle geldi? Bu gerekçeyi asla unutmamız lazım. Neydi gerekçesi? Aynen okuyorum, Bu uygulama demokrasiye, hukuka, özgürlüklere karşı değil. Tam tersine bu değeri koruma, yükseltme, geliştirme adınadır. OHAL ilanının amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gerekli adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmelidir. Tam tersini yaptılar. Hak arama yolunu tamamen kapattılar. Binlerce, milyonlarca mağdur oldu ifadelerini kullandı.

HABERE AİT RESİMLER


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık