(Özel) Gölün Dibinde Yatan 100 Yılın Keşfi Havadan Ve Su Altından Böyle Görüntülendi

Bursanın İznik ilçesinde 100 yılın keşfi olarak bilinen bazilikada yapılan su altı kazıları 2 bin yıllık tarihe ışık tutuyor. 4 yıl önce suların çekilmesiyle havadan tesadüfen görüntülenen 20 metre açıkta 5 metre derinlikteki bazilikada yapılan arkeolojik kazılar titizlikle sürüyor. Kazılarla gün yüzüne çıkarılan Apollon Tapınağı, senato sarayı ve Neophytos adına 4. yüzyılda inşa edilen kiliseden oluşan yapı, İHA muhabiri tarafından gökyüzünden ve su altından görüntülendi.

(Özel) Gölün Dibinde Yatan 100 Yılın Keşfi Havadan Ve Su Altından Böyle Görüntülendi
  • 12 Ağustos 2018, Pazar 9:19
Bursanın İznik ilçesinde 100 yılın keşfi olarak bilinen bazilikada yapılan su altı kazıları 2 bin yıllık tarihe ışık tutuyor. 4 yıl önce suların çekilmesiyle havadan tesadüfen görüntülenen 20 metre açıkta 5 metre derinlikteki bazilikada yapılan arkeolojik kazılar titizlikle sürüyor. Kazılarla gün yüzüne çıkarılan Apollon Tapınağı, senato sarayı ve Neophytos adına 4. yüzyılda inşa edilen kiliseden oluşan yapı, İHA muhabiri tarafından gökyüzünden ve su altından görüntülendi.
2014 yılında havadan çekilen fotoğraflar sayesinde İznik Gölü içerisinde farkedilip daha sonra yapılan araştırmalar neticesinde 2 bin yıllık bazilika olduğu keşfedilen tarihi yapıdaki su altı kazıları büyük bir titizlikle sürdürülüyor. 15 kişilik sualtı arkelog ekibiyle yapılan çalışmalar İHA ekibi tarafından görüntülendi.
Bursanın İznik ilçesindeki göl kıyısının 20 metre açığında, 2 ile 5 metre arasında derinlikle bulunan bazilikada, alanlarında doktora ve yüksek lisans yapan uzman dalgıçlarla kazı çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda bazilikada 3 evreli bir düzen olabileceği üzerinde duran uzmanlar, Hristiyanların birinci konsülünün yapıldığı senatonun burada yapılmış olabileceğinin üzerinde duruyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile İznik Müze Müdürlüğü Başkanlığı tarafından sürdürülen bazilika kazısının danışmanlığını yapan Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Şu anda elde ettiğimiz verilere göre Hazreti İsadan önce 2. yüzyıldan başlayarak burada bir yapı kompleksi mevcut. Ama asıl önemli olan bölüm Hazreti İsadan sonra 5. yüzyılda inşa edilen bazilika yapısı. Onu da 2016da yapmış olduğumuz kazılarda elde ettiğimiz verilere göre çok rahat bir şekilde söyleyebiliyoruz. 2014 yılında keşfedilen ve şu anda mimarisi ile temel kalıntılarıyla bize ulaşan yapı ilk olarak Hazreti İsadan sonra 390 yılında yapılmış ve günümüze kadar ulaşan yapı bu, ancak altında ve öncesinde diğer evrelerin olduğunu görüyoruz” dedi.
Türkiyenin en önemli su altı kazısının İznik Gölündeki bazilikada gerçekleştirildiğini vurgulayan Şahin, “Bugüne kadar Türkiyede yapılan su altı çalışmalarında batık tespitleri veya batık kazıları yapıldı. Onun dışında mimariye yönelik herhangi bir kazı söz konusu değil. Özellikle ben burada kazılarda yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizle çalışmak istiyorum. Bunun sebebi de kurumsallaştırıp su altı arkeolojisini Türkiyede yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Kamu yapısı olarak kullanılıyordu
Bazilika denildiğinde genellikle Hristiyanlık döneminde kilise yapılarının ana plan sisteminin akla geldiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Şahin, Roma İmparatorluğu döneminde bazilika kamu yapısı olarak kullanılıyor. Mahkeme, sergilerin yapıldığı galeriler gibi değişik fonksiyonlarda karşımıza çıkıyor. Şunu merak edebilirsiniz bir kamu yapısı, neden dini yapıya dönüştü? Onun sebebini de bilim adamları şu şekilde açıklıyor: Hristiyanlık resmi din kabul edilince, Hristiyanlığa inananlar öyle bir mimari geliştirelim ki, bir önceki Pagan inancından farklı olsun. Onların tapınaklarını hatırlatmasın düşüncesiyle böyle bir şey yapıyorlar. Tasarım olarak 3 neften ya da 3 koridordan oluşuyor. Yön olarak doğu-batı istikametine uzanması gerekiyor” dedi.

Birinci konsil burada toplanmış olabilir
Bazilikanın içindeki dini yapının kime ait olduğunu tespit etmek için araştırmaların sürdüğünü vurgulayan Şahin, “15 yaşında öldürülen Aziz Neophytos adına 4. yüzyılda inşa edilen kilise, kazı yaptığımız yapı olmalı. İznik Hristiyanlar için çok önemli bir merkez. Bunun en önemli sebebi 1 ve 7nci konsillerin burada toplanmış olmasıdır. 1. konsilin nerede toplandığı bilinmiyor. Senato sarayının göl kıyısında olduğundan bahsediliyor. Bununla ilgili yaptığımız çalışmalarda Vatikan Sistine Şapelinde 1. konsilin yapısı resmedilmiş. Yani konsillerle ilgili çizimler var. Duvarlarda bu resimlerde toplantı yapılan yer, sur dışında, göl kıyısında olan bir yer. Senato sarayı su yapı olabilir. Bu soruya cevap bulmaya çalışılıyoruz. Biz o konsilln toplandığı yapıyı bulabilirsek, İznike din turizmi açısından çok önemli bir avantaj sunmuş olacağız” dedi.

Bazilika 3 evreli bir düzen
Şahin, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Burada 3 evreli bir düzen olabilir. En altta Apollon Tapınağı, onun üzerinde senato sarayı. 394 yılında, Doğu Roma İmparatoru Theodosiusun fermanıyla Hristiyanlık resmi din olurken, Pagan dininin bütün yapılarının kullanımı yasaklanıyor. Göl altında bulmuş olduğumuz kalıntılar da yapının 390dan sonra yapıldığını gösteriyor. En son evrede de kilise yapısı söz konusu. İznik, Bizans İmparatorluğunun doğuya açılan kapısı. İstanbuldan gelen askerler İznik limanından çıkarak karaya hareket etmişler. Biz burada kazıya başlayınca bir takım ihbarlar gelmeye başladı. Biz bunları değerlendirerek birkaç noktada benzer şekilde yapı kalıntıları olduğunu gördük. Kazı olmadığı için şu anda tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz. Bu tür alanların da zarar görmemesi için Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna gerekli başvuruyu İznik Müze Müdürlüğüyle birlikte yaparak koruma altına aldırdık.”

Özel eğitim alıyorlar
2015 yılından beri bazilika ile ilgili kazılarda çalışan Uludağ Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Erhan Gürman, günde 1.5 saat suda kalarak çalışmalara devam ettiklerini vurguladı. Çalışmalarda görev yapan bir başka öğrenci Gurbet Kılınç ise, ekstra eğitim alarak su altı arkeoloğu olduklarını söyledi. Dalmayı ve burada çalışmayı çok sevdiğini belirten Kılınç, “Bu sene 2,5 aylık bir süremiz var. Yani daha kısa narteks bölümünde kazıları yürütüyoruz. Suyun altında çalışmamız günde 3 saati buluyor. Daha sonra ofis çalışmalarımız sürüyor. Eserleri fotoğraflama, tasnif işlerini de yürütüyoruz” dedi.
Eleme kısmında görev yapan Hülya Yağmur Kaya da, “Şu anda yaptığım çalışma eleme kısmında. Burada aşağıdaki sistemden gelen toprak, taş buraya ulaşıyor. Seramik parçalarımız ve kemik parçalarımız, mermer buluntuları, seramik parçaları buraya geliyor. Genelde küçük buluntular burada elekte tespit ediliyor” şeklinde konuştu.

HABERE AİT RESİMLER


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor

BU HABERİ OKUYANLAR BUNLARI DA OKUDU

ANKET

Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?

yukarı çık