20 Metrekare Alanda Bir Kültürün Devamlılığını Sağlıyor
KIRŞEHİR (İHA) ?? Kırşehirde 1938 yılında babası Salih Cebecinin girişimleri sonrasında halıcılık ile ilgilenmeye başlayan Ali Osman Cebeci, 20 metrekare bir alanda bir kültürün devamlılığını sağlamaya çalışıyor.
KIRŞEHİR (İHA) ?? Kırşehirde 1938 yılında babası Salih Cebecinin girişimleri sonrasında halıcılık ile ilgilenmeye başlayan Ali Osman Cebeci, 20 metrekare bir alanda bir kültürün devamlılığını sağlamaya çalışıyor.
Kültürel değişim ve teknolojik gelişimlerle birlikte halı dokuma sanatının yok olmaya başladığını ifade eden Cebeci, el dokuma sanatının 1970li yıllardan gelme olduğunu ve Kırşehirde belediye önü ve Ahi Çarşısı önünde her hafta pazartesi günleri halı pazarının kurulduğunu söyledi.
“Köylü evlerinde dokuduğu halıyı getirip şehirde satıyordu”
Köylünün Kırşehirde evinde el emeği göz nuru ile dokuduğu halıyı getirerek şehir merkezinde kurulan pazarlarda sattığını anlatan Cebeci, “Kırşehirin yanı sıra Konya, Kayseri, Ankaradan esnaflar halı getirir pazar yerinde görücüye çıkardı.
Mahalli ismi ‘çarpana olan ve halis yünden yapılan el dokumasını dönemin kadınları 6 renk farklılığı ile örüyorlardı. Modeli hiç bozmadan ve şaşırmadan yapıyorlardı. El dokuma öncelikle sabır istiyor. Sabırla birlikte bilgelikte istiyor. Günümüzde ise bu sabır ve bilgelik gösterilmiyor”dedi.
El dokuma sanatının bitme noktasını ise teknolojiye bağlayan Cebeci, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Teknoloji ile birlikte insanların kültüre bakış açısı da başka kaynaklara yöneliyor. Kırşehirde 1970li yıllarda 30 esnafın 2 esnafa düşmesinin nedenlerinden birisi de budur.
Sanatı seven ve kültürü benimseyen Kırşehirde ve Türkiye genelinde çok kişi var. Sanatı beğenen ve aldığı hizmeti eski halı dokumayı evinde sergileyen çok sayıda kişi de var”
Kırşehir halılarının 17 ve 18. yüzyıllarda ki örnekleri genellikle seccade tipinde görülürken gördes düğüm tekniği ile dokunduğu biliniyor. Renklerinde ise kırmızı, mavi, kahverengi, sarı, yeşil ve beyaz tonları hakim olarak kullanılıyor.
Kültürel değişim ve teknolojik gelişimlerle birlikte halı dokuma sanatının yok olmaya başladığını ifade eden Cebeci, el dokuma sanatının 1970li yıllardan gelme olduğunu ve Kırşehirde belediye önü ve Ahi Çarşısı önünde her hafta pazartesi günleri halı pazarının kurulduğunu söyledi.
“Köylü evlerinde dokuduğu halıyı getirip şehirde satıyordu”
Köylünün Kırşehirde evinde el emeği göz nuru ile dokuduğu halıyı getirerek şehir merkezinde kurulan pazarlarda sattığını anlatan Cebeci, “Kırşehirin yanı sıra Konya, Kayseri, Ankaradan esnaflar halı getirir pazar yerinde görücüye çıkardı.
Mahalli ismi ‘çarpana olan ve halis yünden yapılan el dokumasını dönemin kadınları 6 renk farklılığı ile örüyorlardı. Modeli hiç bozmadan ve şaşırmadan yapıyorlardı. El dokuma öncelikle sabır istiyor. Sabırla birlikte bilgelikte istiyor. Günümüzde ise bu sabır ve bilgelik gösterilmiyor”dedi.
El dokuma sanatının bitme noktasını ise teknolojiye bağlayan Cebeci, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Teknoloji ile birlikte insanların kültüre bakış açısı da başka kaynaklara yöneliyor. Kırşehirde 1970li yıllarda 30 esnafın 2 esnafa düşmesinin nedenlerinden birisi de budur.
Sanatı seven ve kültürü benimseyen Kırşehirde ve Türkiye genelinde çok kişi var. Sanatı beğenen ve aldığı hizmeti eski halı dokumayı evinde sergileyen çok sayıda kişi de var”
Kırşehir halılarının 17 ve 18. yüzyıllarda ki örnekleri genellikle seccade tipinde görülürken gördes düğüm tekniği ile dokunduğu biliniyor. Renklerinde ise kırmızı, mavi, kahverengi, sarı, yeşil ve beyaz tonları hakim olarak kullanılıyor.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!